İlk defa otobüsle seyehat ettim. Çok emin değildim ama denemek istedim. Aslında keyifliydi ancak şoför bey sürekli klimayı 15 dereceye getirdiği için yüzümün sol tarafında kasılma oldu. Klimalara dikkat etmek lazım! Benim gibi üşüyen biriyseniz minik bir battaniye inanın abartı olmaz!!
Bu turun ilk günü yolda geçiyor! Bu arada plaja varana dek bavulu açmak yok o sebeple ayrı bir plaj çantası hazırlayıp arabaya almanızı öneririm.
İkinci gün sabahın köründe (biz 05.37de oradaydık) Anastasia ablanın orada çay çorba ile kahvaltı molası oluyor! Nedeni ise plaja erken gidiyorsunuz ama erken kahvaltı aldığınız için saat geç olmuş gibi düşünüyorsunuz! Tavuk suyuna çorba 4 €, çay da 1 € sanırım). Bu mekandaki kurabiyeler fiyat açısından uygun (Atatürk’ün evinin karşısında da satılıyor ucuz gibi ancak gramajı az) ayrıca çok cici hediyelik eşyalar da var.
Sabah 10 civarı Halkidiki plajındasınız üç tane ayrı bölgesi var. Rehberinizin becereklilik derecesine göre iyi ya da kötü olana gidiyorsunuz! Tur rehberi plaj için 15 € ödememiz gerektiğini söyledi ama turdan birisi Rum kökenli vatandaşlarımızdandı konuştu ve yanımızda yemek yoksa oradan yiyip içeceksek şezlong parası almayacaklarını söyledi. Aslında şezlong için para almıyorlarmış ama Türkler yanlarında yemek götürdükleri için bu ödeme çıkmış! Turla da nasıl yemek taşınır anlamadım. Plaj için önerilerim; Mythos ve patates kızarması. İkisi 8 € tuttu.
Deniz çok güzel..
Öğleden sonra 15.00de plajdan ayrılıp Selanik’e Atatürk’ün evine gittik. Çok duygulandım.
Akşam için tur rehberimizin organize ettiği taverna gecesine katılmak iyi geldi. Gitmeden önce okuduğum bloglarda eğlence mekanları için Ladadika’ya (yağ demekmiş) gidildiğini öğrenmiştim. Oraya gittik ama bu mekanı bulamayabilirdim. Çok eğlenceli bir yer (Nasasika) iki solistin de sesi ve repertuarları harika! Kalkıp oynadım😆
Tavernadaki herkes özenle gelmiş. Ben de zeytin dalı tacımı taktım😁
Üçüncü gün; yine sabah plaja gidildi. Ben Selanik’i keşfetmek istedim. Bu arada otel değiştirdik. Aynı otelin öbür şubesine geçtik! İnsan ilk duyduğunda sinir oluyor ama tatilde üzülmek yok mottosu ile motive olacak bir şey buluyorsunuz😜
Yeni otelime yerleştim.
Turlar malum şehir merkezine çok uzak otellerde konaklıyor. Otelimiz güzeldi ama şehir merkezine inmak için 30€ taksi parası ödemek gerekiyor. Taksi beklerken Yunan kahvesi içtim (2,5 €)
Akşam turda tanıştığım güzel insanlarla birlikte o meşhuuur mezeciye gittik. Bu mekanda müzik yok (canlı, dj falan hiçbiri yok) Kabaki ve caciki dördümüzün de favorisi oldu! Bu arada mezeler efsane! İçeceklerle birlikte 17 € ödedik. Hesabı isteyince önce piramit pastalı dondurma getiriyorlar, sonra hesap geliyor. Hesabı kasada ister kart ister nakit ödeyebiliyorsunuz.
4. Gün Thassos’a gidileceği için çok erken kalktık. Hedefimiz 9 feribotunu yakalamaktı ama turda birisi son dakika tuvalete gittiği için 15 dak. geç çıktık ve 3 dakika ile feribotu kaçırdık! Neyse beklemeden 09.30a bindik. Biner binmez frappelerimizi aldık!
Güzel bir plaja gittik. Deniz, frappe, deniz şeklinde güzel bir gün geçirdik. Benim favorim baileys frappe oldu!
Plajda satılan bu tatlıyı denedim ama kızarmış hamur zaten ağır içi de çikolalalı üzeri de şekerli olunca bana iyi gelmedi🤪 denemeyiiin🙈
Öğlen yemekte yunan dönerini Gyros denedik gerçekten çook güzeldi😋 çok büyük porsiyondu ben öncesinde o saçma tatlıyı yediğim için bitiremedim (14 €).
15.45de yola çıktık. Pazar yoğunluğunda sınır kapılarından geçip Anadolu yakasındaki evime varışım 04.45 i buldu!
Otobüsle ile gitmenin avantajı su vardı. Hiç su parası vermedim diyebilirim. Ama klimayı çok açtıkları için yüzüm çarpıldı!
Yanıma geçen yıldan beri popüler olan batik/ ombre/ degrade örüntüleri olan giysiler almıştım ama Yunanistan’ın hatta yazın rengi mavi, royal mavi ve beyaz fistolu giysiler bence😆 son foto degrade sevenlere gelsin🩵💙
Sevgiler,
Gülçin Karadeniz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder